Eskişehir yöresi halk dansları yerleşim evreleri, yöre halkının yapısı ve coğrafi konumun gereği değişik karakterler gösterir. Tür olarak karşılaştırıldığında erkek ve kadın dansları ayrı nitelikler taşımaktadır. Erkek dansları “Kaşıklı Zeybek” türü özelliği gösteren danslardır. Kadın dansları ise “Kaşıklı Karşılama” türü danslardır. Kadın danslarında zeybek adıyla oynanan danslar türün özelliklerini taşımazlar. Sözgelimi danslarda çok az daire yapılır. Dansçılar genellikle karşı karşıya oynarlar.
Genel olarak Eskişehir yöresi halk danslarında zeybek ve kaşık danslarından etkilenmeler söz konusudur. Başka bir deyişle yöre dansları doğudan batıya, güneyden kuzeye geçiş özelliği gösterirler.
Anadolu insanının dansları üzerinde, İslamiyet’in etkisiyle kadın ve erkek birlikteliğinin kısıtlayıcı etkisi pek görülmemesine karşın, Eskişehir yöresinde bu etkilenme açıklıkla görülebilir. Eskişehir yöresinde bu güne kadar derlenmiş bütün danslarda kadınların ve erkeklerin ayrı ayrı oynadığı görülmektedir. Müzikteki benzerliğe karşıt olarak dans uygulamalarında hiçbir benzerlik yoktur.Genel olarak kadın danslarında farklılık gözlense de birbirlerinden etkilenmeler söz konusudur. Bu etkilenmede coğrafi konumun özellikleri de yadsınamaz. Sözgelimi <Yoğurdum Var > oyunu bugün Afyon, Kütahya ve Bilecik’te ayrı ayrı varyantlarda oynandığı gibi, Bilecik ve yöresinde erkekler tarafından da oynanabilmektedir. Erkek danslarında ise genel tür özelliklerinin zeybek olmasının yanı sıra kadın danslarındaki gibi farklı dönem özelliklerinin saptanması söz konusu değildir. Olsa olsa coğrafi konum gereği Kütahya ve Bilecik yöresi etkilenmelerinden söz edilebilir. Bunun nedeni kadın danslarının, kapalı toplum içerisinde kadının yapısı gereği etkilenmeye ve değişmeye açık olmayışıdır. Erkek danslarında ise bu etkilenme ve değişme daha hızlı ve belirgin olabilmektedir.
Kadın Dansları: Eskişehir yöresi kadın dansları “Karşılıklı karşılama” türü danslardır. Yöre danslarının tümü türkülüdür. Türkü söyleyen kadınlar, danslara zilli ya da zilsiz def ile katılırlar. Bu danslar bu gün köylerde ve şehrin eski yerleşim mahallelerinde biçim farklılıkları gösterse de oynanmaktadır. Bu danslardan “Kırka Kadın Zeybeği ” adlı oyun ise şöyledir.
(3.2.2.)’lik ritimle oynanır. Karşılıklı dairede ve kendi çevresinde dönerek oynanır. Dansta omuz vuruşlar da kullanılır. Yörede dans “Yörük Yürüyüşü” diye de tanımlanmaktadır. Sol ayak üzerinde yinelenen köşe dönüşleri dansın özgün yanıdır. Gürsel YAKTIL tarafından derlenen dansın türkü sözleri şöyle:
Zeybek derler adına Şeker uymaz tadına Uyma dedim uymuşsun O dürzünün ardına Haydin di zeybek havası Benim ile yarin arası Kavuşuruz bayram haftası Arpa buğdaş çec olur Güzeller güleç olur Meyil verme güzele Ayrılması güç olur Haydin di zeybek havası Benim ile yarin arası Kavuşuruz bayram haftası Yörede oynanan diğer kadın oyunları ise şunlardır:
Goc’öküz ‘Goc’öküzün Dizindedir Dermanı Zeybek Entarisi Kırmızı Düz Oyun ‘ Çeşmeler Yaptırdım Yoğurdum var yeşil meşil Ters Oyun Sel Önüne Söğüt Diktim Bir Sıra İndim Dereleri Yarelem Kahveyi Kavururlar Kara Kuş Gara Guşum Havada (Galtınma)
Erkek Dansları: Eskişehir yöresi erkek dansları “Kaşıklı Zeybek” türü danslardır. Zeybeklerden ve kaşıklı danslardan açık etkilenmeler görülür. Sırt ve diz vurmalar yöre danslarının en belirgin özellikleridir. Kaşık vuruşları aksak ve kuvvetlidir. Öyle ki yörede iyi oynayanlara “Kaşıkkıran” adı verilir. Kaşıkları kırarcasına vurmak hatta kırmak iyi oynamanın ön koşulu haline gelmiştir. Eski yerleşimin oluştuğu bölgelerde (İnönü)danslar daha ağır, buna karşın Seyitgazi ve Kırka’da danslar daha hareketlidir. Türkülü olanların yanı sıra türküsüz olarak oynananlar da vardır. Türkülü olanlar genellikle bağlama eşliğinde, türküsüz olanlar ise açık havada davul-zurna ya da davul-klarnet ile oynanır. Danslar yiğitlik ve kahramanlığı simgeler. Bu danslardan halkalı şeker ise şöyle oynanmaktadır:
2.2’lik ritm özelliği vardır. Yöreye has kıvrak ve hareketli bir danstır. İleri-geri çabuk yürümeler ve sağ ayak ucuna basarak topuk döndürmeler başlıca özelliğidir. Satılmış Kılınçtan alınan dansın türkü sözleri şöyle:
Halkalı şeker şam fıstık Aman arpalar gara gılcık Eğer beni seversen Aman al gel çeyizi yola çık Halkalı şeker hasiretlik çeker Çok salınma sevdiğim cahilim aklım gider Ben bu yerde haneyim Aman yel vurur pervaneyim Gidin söylen o yare Aman derdinden divaneyim Halkalı şeker hasiretlik şeker Çok salınma sevdiğim cahilim aklım gider Galabak dereleri Aman yayılır develeri Galgı da vermiş oynarlar Aman şu gırka efeleri Halkalı şeker hasiretlik şeker Çok salınma sevdiğim cahilim aklım gider.
Yöre de oynanan diğer erkek oyunları ise şunlardır: İnönü Karşılaması Yoğurdum Var Galkı da Vermiş Atatürk Zeybeği Kralın Kız
Kırka Zeybeği Küstüm Kesik Çayır-İnce Çayır Halkalı Şeker Sultan Seccades
HALK TİYATROSU (SEYİRLİK OYUNLAR) 1 EL KUKLASI(BEBEK OYUNU) Anadolu’da kukla geleneğinin yaygın olduğu bilinmektedir. Bir çok biçimleri olmasına karşın, Eskişehir yöresindeki “Bebek Kuklasına” başka bölgelerde rastlanmamıştır. Oyun Seyitgazi İlçesi Kırka Kasabasında Kamalı Efe (Ahmet Kurt)’tan derlenmiştir. Yörede bebek kuklasını en iyi yapanın Kamalı Efe olduğu söylenmektedir.
Oyun, bir oynatıcı ve bir de yardımcısından oluşan iki kişiyle yapılır. Hazırlık sırasında izleyiciden gizlenmek ön koşuldur. Yardımcı önce oyun alanına izleyicilerin ortasına büyükçe bir masa getirip koyar. Düz tahtalardan yapılan bir sedye yatırılan oynatıcının üzerine büyükce ve kalınca bir örtü, yüzüne de bir tülbent örter. Oynatıcı tülbent sayesinde hem izleyicilere görünmeyecek, hem de onları rahatça görebilecektir. Oynatıcının elerinin üç orta parmağına birer kız ve erkek plastik bebek başı yerleştirerek dirseklerine kadar uzanan elbiseler giydirir.Her iki elinin serçe ve baş parmaklarına sıkıca iki kaşık bağlar. Böylelikle oynatıcı, dirseklerine kadar kollarını kaldırdığında bir erkek ve bir kız kukla elde etmiş olur. Bütün bu işlemler bittikten sonra, oynatıcı sedyeyle bir ölü gibi getirilerek oyun alanındaki masanın üzerine yatırılır. Yardımcı masanın yanına yakın bir yerde durarak oyunu başlatır.
2 GÖBEK KUKLASI: Anadolu’nun hemen her yöresinde değişik biçimlerde yapılan bu dans Anadolu Üniversitesi Halk Bilim Araştırmaları Merkezince 1981 yılında günışığına çıkarıldı. Oyun, Seyitgazi İlçesi emekli müze memuru Mehmet Mutlu’nun aracılığı ile, ilçe de bu işi yapabilen tek kişi olan Kadir Onuk’tan derlenmiştir. Üst kısmı çıplak ve elleri ensesine kenetlenmiş bir kişi, vücuduna insan başı çizer. Vücuda çizilen insan başının ağız kısmının tam göbek çukuruna, gözlerin de göğüslerin üzerine gelmesine özen gösterilir. Böylelikle göbek hareket ettirildikçe ağzı-yüzü oynayan, gülen, somurtan bir insan görüntüsü ortaya çıkar. Oyuncu, ayağına insan gövdesini andıran pantolon giyer. Kolları ağaçtan ya da pamuk doldurularak kalçadan uzatılır. Ensesine kenetlediği elleri ile yüzünü de, koltuk altlarından başlayarak kapattığı bir torba ile insan başı haline getirir. Belden itibaren öne-arkaya, sağa-sola doğru yaptığı hareketlerle de selam verme, kızgınlık ifadelerini gerçekleştirir. 3 ARAP OYUNU: Anadolu’da genellikle Türkmen boylarında ve Tahtacılarda yapılan bu oyun, Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinden derlenmiştir. Oyunun kaynak kişisi İbrahim Çelikten başka artık bu dansı yapabilen kişinin olmadığı sanılmaktadır. Üzerine oldukça bol ve uzun bir giysi giyen oyuncu, arkasına da bir süpürge bağlar. Ellerini, ayaklarını, yüzünün tamamını siyaha boyayan oyuncu: Araballallahi kumpani Arabalallahi kumpani Araballahi . (…)
Tekerlemesiyle bağıra çağıra, ağzını yüzünü buruşturup sıçraya sıçraya koşarak, ağzına aldığı suyu izleyenlere fışkırtarak çocukların, izleyenlerin üzerine yürüyüp onları korkutarak müziğe uygun hareketlerle dansını yapar.
Folklör
|